4 Ağustos 2018 Cumartesi

Fotoğrafçılık Hikayem

Zaman zaman bu işe nasıl başladığımı, nasıl ilerlediğimi merak edenler oluyor. Anlatmaktan en çok zevk aldığım konulardan biri aslında bu. Çünkü çekinmeden, mütevazı olmaya gerek duymadan kendimle gurur duyuyorun iş konusunda.  Hala eksiklerim var biliyorum. Tamamlayacak zamanı bulduğum (İlda’nın kreşe falan gidebileceği zamanlarda :) hepsini tamamlayacağım.🙏🏻
     Fotoğrafçılık önce hayal edilen bir meslek bence. Fotoğrafçıların çoğu hayallerinin peşinden giden insanlardır baktığınızda. Neden ? Çünkü garantisi olan bir iş değildir. Hadi yapacağım bu işten para kazanacağım demek yetmez ki zaten kazananların çoğu yola hobi amaçlı çıkmıştır bence. Ben mi ?
Ben direkt kazanç amaçlı çıktım 😃
       Üniversitede reklamcılık okudum. O zamanlarda fotoğraf dersleri alıyorduk ve çok severdim çok çok severdim. Ama iyi bi makine alacak param yoktu 🤦🏼‍♀️ Dijital makineyle çöp toplayan çocukları, sokakları falan fotoğrafladığımı hatırlıyorum.  Üniversite bitti 5 yıl kurumsal firmalarda çalıştım ama çalışırken de hep kendi işimin hayalini kurdum. Zira masa başı işlerden nefreeeeet eden biriyim ama öyle çok ayakta da duramam, çok insan sevmem ama yalnızda sıkılırım, uzun saatler çalışamam haftada en az 3-4 gün tatil isterim 🙄 yani bana göre bir iş özel sektörde henüz icat olmadı 😄 Hal böyle olunca da sürekli kafamda iş fikirleri üretip duruyordum. Sonra bu kısma nasıl geldim hatırlamıyorum ama fotoğraf eğitimi almaya karar verdim. Kendime yakın bir yerde temel eğitim aldıktan sonra tamam dedim ben bu işi yapacağım. O dönem daha özel sektördeydim ve evlilik aşamasındaydım. Evlendikten hemen sonra kendime çok kişinin desteğiyle 😄 iyi bir makine aldım, işten çıkmaya ve tazminatımla stüdyo kurmaya karar verdim. İşte hayatımın dönüm noktası buydu. Karar verdim ama iyi bir mekan ve malzemeler gerekliydi. İnanın bana şu anda instagramda satılan hiçbir bebek fotoğraf malzemesi henüz yoktu 🤦🏼‍♀️ Zaten bebek stüdyo sayısıda çok çok azdı.  AliExpress ten siparişler verdim, annem teyzem örgülerle kostümler yaptı. Bu arada sürekli mekan bakıyordum. Bildiğimiz fotoğrafçılardan farklı olacağımdan daire tipi ama merkeZde bir mekan bakıyordum ve işlerimin iyi olup olamayacağını kestiremediğimiz içinde kiralık değil satılık istiyordum ve hepsi bütçemi aşıyordu . Ümitlerimin tükendiği bi noktada siteye bi ilan düştü tam aradığım yerdi hemen iletişime geçtik ve bütçemize göre bir harabe satın aldık 😬 Harabe diyorum çünkü çok iş vardı çok pis ve dağınık haldeydi daire. Ama ben içeri girdiğimde hayal ettiğim halini görmüştüm ve bütün sevdiklerimin kocaman destekleriyle biz orayı çiçek gibi yaptık 🙏🏻
       Yasal işlemleride hallettikten sonra hayalimdeki gibi açılışımıda yapıp başladım. Hemen sonrasında Profesyonel eğitimlerimi Mecidiyeköyde Muammer Yanmaz atölyelerinde tamamladım. Üniversitede fotoğrafçılık bölümüne başladım ve ücretsiz fotoğraflar çekip pratik yapma çalışmaları yaptım.  Hamileliğimde 9 ay boyunca çalıştım, doğumdan tam 22 gün sonra çekime gittim ve çalışmaya başladım. İlda bana asla engel olmadı çünkü sevdiğim bir işi yapıyordum. He artık photshop yaparken engel oluyor o ayrı 😃
        Stüdyoda ilk çektiğim fotoğraflara dönüp baktığımda gülüyorum şimdi. Amatörmüşüm evet ama çok severek çok çabalayarak yapıyordum ve güzeldi memnun ediyordum annelerimi 🙏🏻
         Yıllar geçtikçe her şeyimi yeniledim. Hala da sürekli yenileniyorum. Şimdi o çiçek gibi stüdyom bana küçük geliyor. Evime yakın 2+1 annelerime ve bebeklerime daha güzel imkanlar sunabileceğim bi daireye taşınmayı düşünüyorum. Ve hayal ediyorum ya biliyorum bu da olacak. Olacak çünkü ben istiyorum , çünkü istemek yeterli. İsterseniz her şeyi yapabilirsiniz hele bir kadınsanız hele de bir anneyseniz. Sizin elinizden hiç bir şey kurtulamaz 😍👋

1 Mart 2018 Perşembe

Uyku eğitimi hakkında araştırmalar ne diyor ?

Bebeklerde uykuya dair bazı araştırmalar. 
A. )  
Bebeğinizi kucağa alıştırmayın, ilk günden yatağını ayırın yanınızda asla yatırmayın söylemlerine hep karşı çıktım. O nedenle bu yaklaşım bana daha yakın geliyor. 👇🏾

Annenin vücudunun yerine geçen teknolojik bir alet henüz bulamadık. Bebek, beyinin ulaşacağı gerçek hacmin sadece yüzde yirmi beşi ile dünyaya geliyor. Bebek beyninin olgunlaşması sadece ve sadece biyolojik temas ve yakınlıkla mümkün; annenin devamlılık gösteren temasıyla. Eline verdiğiniz battaniye beyin gelişimi için hiçbir şey yapmıyor. Beyin gelişim için başka bir beyinle ilişkiye girmek zorunda. Bu yüzden bebeğin ilk doğduğu zamandan itibaren başlayan bir bağımlılık var.Ve bu bağımlılık ilerdeki bağımsızlık için gerekli. (Psg Nilüfer Devecigil)


Özellikle  ‘eline verdiğiniz battaniye ‘ kısmı beni etkiledi. Ama vallahi elimi bıraksın , parmağım sansın diye geçen gün rimelimi eline verdiğimi biliyorum 😄 Sonuç yemedi !

Okurken sakin kafayla ve duygusal bakış açımızla okuduğumuz için yanlış taraf olabiliyoruz bazen. Yani tamam birlikte uyumak çok güzel ki biz hala birlikte uyuyoruz ama bir çok açıdan da malesef ki engel teşkil ediyor. 
Bir de diğer yönteme bakın 👇🏾
Avustralya'da yapılan ve Pediatrics Dergisi'nde yayınlanan bir çalışmanın sonuçlarına göre uyku eğitiminin (sanılanın aksine) bebeklerin gelişimine ve sağlığına HİÇBİR olumsuz etkisi yok! Çalışma ortalama 7 aylık olan 225 bebek üzerinde yapılmış ve bu bebekler 6 yaşına kadar gözlemlenmiş. Çıkan sonuç; uyku eğitimi alan çocukların uzun vadede ne duygusal ne de psiko-sosyal açıdan herhangi bir zarar görmedikleri yönünde. 
Buradaki uyku eğitiminden kasıt ise bebeğin sizin de odasındayken kendi kendine uyuması ve belli aralıklarla bağırmalarına cevap vermeniz. 


Tamam, kabul bunlarda mantıklı açıklamalar. Ama ben 1 yaşına kadar bebeğimi gece başka bir odada yalnız bırakamam 🤷🏻‍♀️ Denedim. 6 aylıktı. Uykuları muhteşemdi. Uyuttum odasına yatırdım ve biliyordum ki sabah 6 ya kadar da uyanmayacak. Ama 8.dk sonra gidip yanıma aldım. Yalnız bırakamadım. Bu da benim görüşüm. 1 yaşına kadar sarılarak uyumaya devam edeceğiz 1 yaşı olduğunda her şeyi yoluna koyacağız 🙏🏻




Nasıl çözeceğiz bu uyku meselesini ?

Bir başka blog yazımda bahsetmiştim, İlda’yı ayakta sallamayı bırakıp, kendi kendine uyumasını sağlamayı başardım. Amaa bu kez de elimi tutmadan uyumuyor 🤦🏼‍♀️
Yanına uzanacağım, elini tutacağım hatta kulağına güzel sözler fısıldayacağım ki uyusun 🤷🏻‍♀️ Bu da benim uykuya dalma süresinide göz önünde bulundurursak en az 1 , bazen 2 saat odadan çıkamamam demek oluyor. Resmen sallasam daha rahattım 😄 
         1 yaşını doldurduğunda odasını ayırmayı düşünüyorum, o yüzden de şu anda bu duruma daha farklı nasıl müdehale edebilirim bilmiyorum. Odasını ayırdığımda bir süre yine yanında bekleyeceğim , sonra her gün 1 adım daha yanından uzaklaşıp , yatır kaldır yöntemini deneyeceğim. Yani muhtemelen elimi tutmak ve yatağından kalkmak isteyecek eline uyku arkadaşı verip tekrar yatıracağım. Tabii ki ağlayacak. Sesimle sakinleştirip tekrar yatıracağım. Planlar böyle ama uygulamayı göreceğiz 🙄 
          ‘İyi geceler annecim’ diyip odasına gidecek mi bir gün acaba 🤭 Yani yıllar sonra değil yakın zamanda bu beklentim 😃 
Şu sıralar diş dönemindeyiz 😆 (beraber ikimizde diş dönemindeyiz şu çoğul konuşma hastalığıda ayrı bi konu ) neyse İlda şu aralar diş çıkarıyor yani huysuzluğu üzerinde o yüzden de hiç bir alışkanlığını bırakmaya müsait bir dönemde değil. 
         Bu uyku konusu ile ilgili bir birine karşıt araştırmalar okudum. Onları da paylaşağım A tarafı ve B tarafı olarak. Ben sanırım A tarafıyım 🤷🏻‍♀️ 



4 Şubat 2018 Pazar

Ebeveynlik kitapları 🤦🏼‍♀️

Ebeveynlik kitapları hakkında siz ne düşünüyorsunuz bilmiyorum ama ben o kitapları erkekler yazmasın diyorum. Bir baba ya da bir adam asla bir annenin yerinde olamaz ve onun yerinde olamayacağı içinde ona kitap yazarak yardımcı olamaz diye düşünüyorum 🙄 Tamam teorik bilgileri yazabilir ama annelik asla teorik bilgilerle yürümüyor bunu hepimiz biliyoruz. Hatta anne olmayan bir kadında bence ebeveynlik kitabı yazmasın , ben güvenilir bulmuyorum yani yazarsada 😃 He alıp okuyorum ayrı ama okuyup,  pöfff diyip salla gitsin diyorum.
     Son okuduğum kitapta (annelik sanatı) özellikle bu söylediklerimin doğruluğunu bir kez daha anladım. Kitapta saygıdeğer beyefendi yazarımız bebeklerimizi doğar doğmaz ilk ginden itibaren odalarında yatırmamız gerektiğini en doğrısunun bunun olduğunu yazmış. Soruyorum kendisine 1 günlük bir bebek nasıl annesinden ayrı uyumalı diyebiliyorsun ‼️ Her dakika kalkıp annenin bebeğin odasına gidip emzirmesi gerektiğini, pış pışlaması gerektiğini, gaz sancıları için sürekli kucakta tutmak zorunda kalacağını falan geçtim. Sen bir bebeğin 1 günlükken odasında yatması gerektiğini savunamazsın ya da savunursun çünkü anne değilsin ‼️ Hakkını yemeyeyim isterlerse yatak odalarında beşiğinde de yatırabilirler yazmış ama asla ve asla kendi yataklarına almamalılar çünkü bebek anne kokusuna alışır yazmış 😳 e tabi bir de dinimizin mahremiyetinden bahsetmiş. O konuya hiç girmeyeceğim.
Bebek anne kokusuna alışmalı zaten , alışmalı ki güvende hissetmeli. Biz hala koyun koyuna uyuyoruz kızımla. Beşiğinde yatıyor ama beşiğinin korumalığını çıkarıp yatağımızla birleştirdik çokta mutluyuz. O da çok mutlu.
Kısacası kitabı yarıda bıraktım. Çünkü sinirlerimi bozdu 🤦🏼‍♀️ Bu tarz düşünenler var mı bilmiyorum ama ben asla bebeğimi 1 günlükken kokuma alışmasın diye odasında yatıramazdım.

16 Ocak 2018 Salı

"aslaaa"dediğim ikinci konu : Beslenme



          En başından beri zararsız gelenekselci yöntemlere aşırı karşı olmadım. (doğar doğmaz bebeğe sarı örtü örtmek, bir kaşık şekerli su içirmek) gibi. Beslenme konusunda da katı kurallarım yoktu.        Emzirebilmek için canımı vermezdim yani... Mamaya karşı olmadığımdan da hem emzirdim hem mama verdim. Zira çok kişinin dediğine göre sütüm suluydu :D ( tabi ki de hurafe ) Sadece beslenmeme yeterince dikkat etmediğim, fazla çalışıp yorulduğum için sütüm daha azdı sanırım ama dert değil mama da zehir değil dimi ? İlda hala emiyor ve hala bazen formül mama içiyor. Yani söylendiği gibi mamaya alışıp emmeyi bırakmadı.
          Ek gıdaya başlayınca da bir heves her şeyin en organiklerinden edinip, en sağlıklısından hazırlıyordum. İlk ay süperdi tadıyor bir kaç kaşıkta severek yiyordu. Zaten ilk ay tadım ayı başarılıydık !
          Ek gıdanın ikinci ayında İlda resmen dudaklarını mühürlüyordu. Saatlerce en iyi şartlarda hazırladığım her şeyi resmen elinin tersi ile itiyordu. Gerçek anlamda kaşığa bir vuruyordu her yer çorba, mama ! Sinirlerimi kapıları yumruklayarak atmaya başladığımı fark ettiğim üçüncü ek gıda ayında bu işe bi çözüm bulmam gerektiğini anladım.

Benim " aslaa yapmam" diyip yaptığım hatalar.

1.Zorlamak.
2.Yatırarak beslemeye çalışmak.
3.Alternatif sunmamak.
4.Yemedikçe video izletip kandırmak.
5.Emzik verecek gibi yapıp kaşık tıkmak
6.Şaka değil bi ara burnunu bile sıktım ağzını açması için ki bu en büyük hatamdı.

       Değiştirdim. Tüm bu hatalarımı bir günde yapmayı bıraktım. Mama sandalyesine oturttum. Yatarak beslemek çok zararlı yapıyorsanız hemen bırakın. Zorlamadım. Yemiyorsa yemiyor o an bıraktım beslemeyi. Video işine tamamen son verip, uçak geliyoooor-a çevirdim ve bir çeşit maymunca hareketler ilave ettim. Çorba yemiyorsa zorlamadım 15 dakika sonra tatlı muhallebi denedim yedi. ( Bizler gibi bazen canları tatlı isteyebilir.Senin canın baklava isterken mercimek çorbası içer misin ? ) Emzik tıkma burun sıkma gibi utanılacak hareketlerime de son verdim tabi ki. Son olarakta endişelenmeyi bıraktım, stresimizi hemen hissediyorlar gerçekten. Rahat olup öyle besledim. Sonuçtan ben çok memnum. Zorla beslerken daha çok kilo almıştı ama neyse :D



       


11 Ocak 2018 Perşembe

Aslaa...dediklerimizi bir bir yaptığımız konu ;Uyku düzeni :D


     İlda doğmadan önce, "aslaaa" dediğim konulardan biri de ayakta sallama mevzusu idi. Kendimi çocuk 10 günlükken ayaklarımda sallarken yakaladığımda "amaaan durmuyo canım napim, bizi salladılarda ne oldu sanki" diye de kendimi bir güzel avuttum.
     Asla susmuyordu napim.Meğer idrar yolu iltahabı varmış kuzumda. Bir aylıkken bu sorunu çözünce ayakta sallamama gerek kalmadı çünkü ağlamıyordu. Uyku arkadaşını önce beşiğinde gözünün önüne koyup sonra da eline vermiştim sarılıp uyuyordu mis gibi. Sonra mı ?
     İlda doğduğundan beri anneannesine her gün mutlaka gidiyor, çalıştığım için orada da düzeni var beşiği, dolabı, küveti.. Beşiği tabi ki de anneanne usulü sallanan beşik, ne olacaktı :D Neyse annem sallanma özelliğini kullanmadığını iddaa ede ede İlda sallanmaya alıştı. Sonra biz o beşiği eve taşıdık,sonra İlda o beşiğe sığmaz oldu, beşik çöktü parçalandı hatta ama anneannesi bir büyüğünü aldı salladı salladı salladıı. Sonra biz onuda eve taşıdık e bu seferde annemde uyumuyor en iyisi her daim yanımızda olan ayaklarımızı kullanalım dedik. Sonuç olarak İlda 4-5 ay civarı ayağa alışmış oldu.
     İsyanlarım ise 1 ay önce başladı, ayak bileklerim uyuşuk gezmeye alışmıştım da modern anne olamamayı kendime yediremiyordum :D Benimde bebeğimin uyku arkadaşı olmalıydı ama onun uyku arkadaşı benim işaret parmağımdı. (gerçi o hala öyle)
     3 gün önce ise, ayağımda salladığım sıradan bi geceydi. Sallıyorum beşiğe koyuyorum uyanıyor, yine salla koy uyansın yine yine en sonunda dedim ki isyan ederek sal la mı yo rum. Uyuyacaksın elbet.
     İlda emzik emdiği için odadan çıkıp uyumasını bekleme taktiği bende tutmazdı. Nitekim 3 dkkdan fazla da ağlamasına dayanamam sanırım. Bende onu yatağa koyup yanına yattım. Ağladı. Pat patladım. Burası önemli Pış pış değil Pat Pat. Bir yerde okudum bunu galiba ama kendim de uydurmuş olabilirim. Poposuna pat pat sesi gelecek sertlikte vuruyoruz. Yani vucudunda titreşim harekti oluyor. Araba sarsması gibi (6+) İlda ilk denemede aşırı yorgun olduğu için 5 dakikada uyudu. Zafer benimdi. Ertesi gün...
     Öğlen uykusunda da aynı taktiği denemek istedim. Neredeyse pes edecektim valla. 11 de yattık birlikte saat 1 olduğunda İlda hala poposunu dikiyordu.Ama 1:30 da yanımda kendi kendine uyudu. . Burada bence önemli olan güven. Orada benim olduğumu biliyor ve güvende hissediyor. Ayakta sallama durumunda ise ayaklarımızda olduğu sürece güvende hissediyor ama bırakınca gözlerini kapattığı yer orası değil bunu fark ettiğinde ağlıyor uyanıyor. Bebekler nerede uyuduysa orada uyanmak isterler. Tıpkı bizim gibi. İkindi uykusunda ne yaptıysam yanında yatarak uyutamadım ilk gün. Bu durumda da yine bir yerde okuduğum salla bırak tatkiğini uyguladım. Ayaklarıma koydum. 10 saniye salladım 10 saniye durdum. Tekrar 10 saniye salladım 10 saniye durdum. Bu durma süresini gün geçtikçe uzatıp sallamayı kısaltarak kademeli olarakta bırakabilirsiniz yani. 2.akşam uykusunda 5 dakikada sadece yanında yatarak uyudu. He unutmadan uyku rutini klasik bilgi. Oluşturmak şart. Uykudan 1 saat önce gece maması, 10 dakika önce alt değiştirme ve pijama uykudan 5 dakika önce emzirme ve sonra uyku. (İlda'nın ki böyle )              Bugün 3.gün idi. Bugün de öğlen ikindi ve akşam uykularında sadece yanında yattım ve uyudu. İlerleyen günlerde yanında oturacağım, sonra kapıda bekleyeceğim ve en son odada olmayacağım.
Bu süreçler nasıl geçecek bakalım :)


8 Ocak 2018 Pazartesi

Çalışan bir annenin bir günü...


     Mezun olduğumdan beri neredeyse duraklamadan çalışıyorum. 3,5 yıldır da atölyemi işletiyorum. Ama ilk kez bu yıl bu kadar zorlanıyorum. Neden ? Çünkü bu yıl İlda var.
     Takip ettiğimiz instagram anneleri hislerini tarif ettikçe ( ben bu dünyada en çok anne olmayı sevdim ) kalıbı başta olmak üzere bu tarz yüzlerce kutsal itiraflardan aşırı etkilenmiş olmalıyım ki bebeğim olmasını çok istiyordum. Ama sanırım o kalıplar daha çok evde vakit geçiren annelerin hisleri imiş... Anne olmak dünyanın en güzel, ama güzel olmaktan daha çok en zor şeyi imiş. Hele de çalışan anne olmak. Ki ben bir nebze günde 10-12 saat çalışmıyorum. Normal sistemde çalışan annelerin hislerinide aşırı merak ediyorum...
      Örneğin iki çekimim olduğu bir gün; sabah kalkıyorum, ( gece yarım yamalak uyuyorum ya neyse) İlda'nın kimya deneyi türünden olan kahvaltısını hazırlıyıp besliyorum, her seferinde gittiğimiz yerde 10 gün mahsur kalacakmışçasına detaylı çantasını hazırlıyorum. Kendi kişisel bakımlarımı yapıyorum. (Bakım derken yanlış anlaşılmasın diş fırçalıyorum yani :D ) Fotoğraf makinemi ve yanıma alacağım herşeyi yüklenip (İlda'yıda sayarsak yaklaşık toplamda 18 kg ) yola çıkıyorum. İlda'yı anneme bırakıp atölyeye geçerken mutlaka kargo gönderilerimi yapıyorum. Hemen atölyeyi temizliyor ve çekimlerimi yapıyorum (yaklaşık 4 saat sürüyor). Bu arada 8 kez anneme İlda'yı sorup, yaklaşık 10 kere de müşterilerimle telefon görüşmesi yapmış oluyorum.
        Çekimler bitti saat yaklaşık 16:00 (öğlen yemeği yok). Ofisi darmadağınık bırakıp annemden İlda'yı almaya gidiyorum 18 kg gittiğim annemden her seferinde 23kg dönüyorum ve hepsini taşımayı başarıyorum :D
Eve döner dönmez İlda ile ilgilendikten sonra eğer o izin verirse çamaşır,bulaşık,ütü(bunu hep Fatih'e bırakıyorum),yemek,temizlik ve aklınıza gelecek diğer tüm ev işlerini yapmak için işe koyuluyorum. Bu arada telefonum "fotoğraflarımızı bekliyoruz" türü mesajlarla dolup taşıyor. İlda uyuyunca hallederim diye planlıyorum ama İlda 23:00'de uyuyor sonrasında gözlerimin gücü yettiğince photoshop yapıyorum ve yine bol bölünmeli bir uykuya geçiyorum...

İşte genel bir günümün özeti... Fotoğraflarınızı hemen beklemekte çok haklısınız, ama İlda büyüdükçe her şey daha zor olmaya başladı...

Fotoğrafçılık Hikayem

Zaman zaman bu işe nasıl başladığımı, nasıl ilerlediğimi merak edenler oluyor. Anlatmaktan en çok zevk aldığım konulardan biri aslında bu. Ç...