16 Ocak 2018 Salı

"aslaaa"dediğim ikinci konu : Beslenme



          En başından beri zararsız gelenekselci yöntemlere aşırı karşı olmadım. (doğar doğmaz bebeğe sarı örtü örtmek, bir kaşık şekerli su içirmek) gibi. Beslenme konusunda da katı kurallarım yoktu.        Emzirebilmek için canımı vermezdim yani... Mamaya karşı olmadığımdan da hem emzirdim hem mama verdim. Zira çok kişinin dediğine göre sütüm suluydu :D ( tabi ki de hurafe ) Sadece beslenmeme yeterince dikkat etmediğim, fazla çalışıp yorulduğum için sütüm daha azdı sanırım ama dert değil mama da zehir değil dimi ? İlda hala emiyor ve hala bazen formül mama içiyor. Yani söylendiği gibi mamaya alışıp emmeyi bırakmadı.
          Ek gıdaya başlayınca da bir heves her şeyin en organiklerinden edinip, en sağlıklısından hazırlıyordum. İlk ay süperdi tadıyor bir kaç kaşıkta severek yiyordu. Zaten ilk ay tadım ayı başarılıydık !
          Ek gıdanın ikinci ayında İlda resmen dudaklarını mühürlüyordu. Saatlerce en iyi şartlarda hazırladığım her şeyi resmen elinin tersi ile itiyordu. Gerçek anlamda kaşığa bir vuruyordu her yer çorba, mama ! Sinirlerimi kapıları yumruklayarak atmaya başladığımı fark ettiğim üçüncü ek gıda ayında bu işe bi çözüm bulmam gerektiğini anladım.

Benim " aslaa yapmam" diyip yaptığım hatalar.

1.Zorlamak.
2.Yatırarak beslemeye çalışmak.
3.Alternatif sunmamak.
4.Yemedikçe video izletip kandırmak.
5.Emzik verecek gibi yapıp kaşık tıkmak
6.Şaka değil bi ara burnunu bile sıktım ağzını açması için ki bu en büyük hatamdı.

       Değiştirdim. Tüm bu hatalarımı bir günde yapmayı bıraktım. Mama sandalyesine oturttum. Yatarak beslemek çok zararlı yapıyorsanız hemen bırakın. Zorlamadım. Yemiyorsa yemiyor o an bıraktım beslemeyi. Video işine tamamen son verip, uçak geliyoooor-a çevirdim ve bir çeşit maymunca hareketler ilave ettim. Çorba yemiyorsa zorlamadım 15 dakika sonra tatlı muhallebi denedim yedi. ( Bizler gibi bazen canları tatlı isteyebilir.Senin canın baklava isterken mercimek çorbası içer misin ? ) Emzik tıkma burun sıkma gibi utanılacak hareketlerime de son verdim tabi ki. Son olarakta endişelenmeyi bıraktım, stresimizi hemen hissediyorlar gerçekten. Rahat olup öyle besledim. Sonuçtan ben çok memnum. Zorla beslerken daha çok kilo almıştı ama neyse :D



       


11 Ocak 2018 Perşembe

Aslaa...dediklerimizi bir bir yaptığımız konu ;Uyku düzeni :D


     İlda doğmadan önce, "aslaaa" dediğim konulardan biri de ayakta sallama mevzusu idi. Kendimi çocuk 10 günlükken ayaklarımda sallarken yakaladığımda "amaaan durmuyo canım napim, bizi salladılarda ne oldu sanki" diye de kendimi bir güzel avuttum.
     Asla susmuyordu napim.Meğer idrar yolu iltahabı varmış kuzumda. Bir aylıkken bu sorunu çözünce ayakta sallamama gerek kalmadı çünkü ağlamıyordu. Uyku arkadaşını önce beşiğinde gözünün önüne koyup sonra da eline vermiştim sarılıp uyuyordu mis gibi. Sonra mı ?
     İlda doğduğundan beri anneannesine her gün mutlaka gidiyor, çalıştığım için orada da düzeni var beşiği, dolabı, küveti.. Beşiği tabi ki de anneanne usulü sallanan beşik, ne olacaktı :D Neyse annem sallanma özelliğini kullanmadığını iddaa ede ede İlda sallanmaya alıştı. Sonra biz o beşiği eve taşıdık,sonra İlda o beşiğe sığmaz oldu, beşik çöktü parçalandı hatta ama anneannesi bir büyüğünü aldı salladı salladı salladıı. Sonra biz onuda eve taşıdık e bu seferde annemde uyumuyor en iyisi her daim yanımızda olan ayaklarımızı kullanalım dedik. Sonuç olarak İlda 4-5 ay civarı ayağa alışmış oldu.
     İsyanlarım ise 1 ay önce başladı, ayak bileklerim uyuşuk gezmeye alışmıştım da modern anne olamamayı kendime yediremiyordum :D Benimde bebeğimin uyku arkadaşı olmalıydı ama onun uyku arkadaşı benim işaret parmağımdı. (gerçi o hala öyle)
     3 gün önce ise, ayağımda salladığım sıradan bi geceydi. Sallıyorum beşiğe koyuyorum uyanıyor, yine salla koy uyansın yine yine en sonunda dedim ki isyan ederek sal la mı yo rum. Uyuyacaksın elbet.
     İlda emzik emdiği için odadan çıkıp uyumasını bekleme taktiği bende tutmazdı. Nitekim 3 dkkdan fazla da ağlamasına dayanamam sanırım. Bende onu yatağa koyup yanına yattım. Ağladı. Pat patladım. Burası önemli Pış pış değil Pat Pat. Bir yerde okudum bunu galiba ama kendim de uydurmuş olabilirim. Poposuna pat pat sesi gelecek sertlikte vuruyoruz. Yani vucudunda titreşim harekti oluyor. Araba sarsması gibi (6+) İlda ilk denemede aşırı yorgun olduğu için 5 dakikada uyudu. Zafer benimdi. Ertesi gün...
     Öğlen uykusunda da aynı taktiği denemek istedim. Neredeyse pes edecektim valla. 11 de yattık birlikte saat 1 olduğunda İlda hala poposunu dikiyordu.Ama 1:30 da yanımda kendi kendine uyudu. . Burada bence önemli olan güven. Orada benim olduğumu biliyor ve güvende hissediyor. Ayakta sallama durumunda ise ayaklarımızda olduğu sürece güvende hissediyor ama bırakınca gözlerini kapattığı yer orası değil bunu fark ettiğinde ağlıyor uyanıyor. Bebekler nerede uyuduysa orada uyanmak isterler. Tıpkı bizim gibi. İkindi uykusunda ne yaptıysam yanında yatarak uyutamadım ilk gün. Bu durumda da yine bir yerde okuduğum salla bırak tatkiğini uyguladım. Ayaklarıma koydum. 10 saniye salladım 10 saniye durdum. Tekrar 10 saniye salladım 10 saniye durdum. Bu durma süresini gün geçtikçe uzatıp sallamayı kısaltarak kademeli olarakta bırakabilirsiniz yani. 2.akşam uykusunda 5 dakikada sadece yanında yatarak uyudu. He unutmadan uyku rutini klasik bilgi. Oluşturmak şart. Uykudan 1 saat önce gece maması, 10 dakika önce alt değiştirme ve pijama uykudan 5 dakika önce emzirme ve sonra uyku. (İlda'nın ki böyle )              Bugün 3.gün idi. Bugün de öğlen ikindi ve akşam uykularında sadece yanında yattım ve uyudu. İlerleyen günlerde yanında oturacağım, sonra kapıda bekleyeceğim ve en son odada olmayacağım.
Bu süreçler nasıl geçecek bakalım :)


8 Ocak 2018 Pazartesi

Çalışan bir annenin bir günü...


     Mezun olduğumdan beri neredeyse duraklamadan çalışıyorum. 3,5 yıldır da atölyemi işletiyorum. Ama ilk kez bu yıl bu kadar zorlanıyorum. Neden ? Çünkü bu yıl İlda var.
     Takip ettiğimiz instagram anneleri hislerini tarif ettikçe ( ben bu dünyada en çok anne olmayı sevdim ) kalıbı başta olmak üzere bu tarz yüzlerce kutsal itiraflardan aşırı etkilenmiş olmalıyım ki bebeğim olmasını çok istiyordum. Ama sanırım o kalıplar daha çok evde vakit geçiren annelerin hisleri imiş... Anne olmak dünyanın en güzel, ama güzel olmaktan daha çok en zor şeyi imiş. Hele de çalışan anne olmak. Ki ben bir nebze günde 10-12 saat çalışmıyorum. Normal sistemde çalışan annelerin hislerinide aşırı merak ediyorum...
      Örneğin iki çekimim olduğu bir gün; sabah kalkıyorum, ( gece yarım yamalak uyuyorum ya neyse) İlda'nın kimya deneyi türünden olan kahvaltısını hazırlıyıp besliyorum, her seferinde gittiğimiz yerde 10 gün mahsur kalacakmışçasına detaylı çantasını hazırlıyorum. Kendi kişisel bakımlarımı yapıyorum. (Bakım derken yanlış anlaşılmasın diş fırçalıyorum yani :D ) Fotoğraf makinemi ve yanıma alacağım herşeyi yüklenip (İlda'yıda sayarsak yaklaşık toplamda 18 kg ) yola çıkıyorum. İlda'yı anneme bırakıp atölyeye geçerken mutlaka kargo gönderilerimi yapıyorum. Hemen atölyeyi temizliyor ve çekimlerimi yapıyorum (yaklaşık 4 saat sürüyor). Bu arada 8 kez anneme İlda'yı sorup, yaklaşık 10 kere de müşterilerimle telefon görüşmesi yapmış oluyorum.
        Çekimler bitti saat yaklaşık 16:00 (öğlen yemeği yok). Ofisi darmadağınık bırakıp annemden İlda'yı almaya gidiyorum 18 kg gittiğim annemden her seferinde 23kg dönüyorum ve hepsini taşımayı başarıyorum :D
Eve döner dönmez İlda ile ilgilendikten sonra eğer o izin verirse çamaşır,bulaşık,ütü(bunu hep Fatih'e bırakıyorum),yemek,temizlik ve aklınıza gelecek diğer tüm ev işlerini yapmak için işe koyuluyorum. Bu arada telefonum "fotoğraflarımızı bekliyoruz" türü mesajlarla dolup taşıyor. İlda uyuyunca hallederim diye planlıyorum ama İlda 23:00'de uyuyor sonrasında gözlerimin gücü yettiğince photoshop yapıyorum ve yine bol bölünmeli bir uykuya geçiyorum...

İşte genel bir günümün özeti... Fotoğraflarınızı hemen beklemekte çok haklısınız, ama İlda büyüdükçe her şey daha zor olmaya başladı...

Fotoğrafçılık Hikayem

Zaman zaman bu işe nasıl başladığımı, nasıl ilerlediğimi merak edenler oluyor. Anlatmaktan en çok zevk aldığım konulardan biri aslında bu. Ç...